12 Mayıs 2010 Çarşamba

Azerbaycan’da Düğün ve Nevruz Kutlamaları

Hayatımızda birçok övxl günler vardır. Onların bazılarını milletçe , bazılarını u-lusça , bazılarını tüm dünya halkları ile kutluyoruz. Bunlar dini, ulusal ve uluslararası bayramlardır.

Bir de bizim özel, bize ait bayramlarımız,özel günlerimiz vardır. Bu bir doğum günü , bir sünnet düğünü, nişan ve düğün günleridir.

Bu günleri en yakın dostlar ve akrabalarla kutlarız. Bu sevinç ve mutluluğumuza yakınlarımızın şahit olmasını isteriz. Bu Dünyanın her yerinde böyledir. Gelenekler, şartlar hayatlar farklı olsa da herkes bunu kendince kutlar bu mutluluğu paylaşmak ister.

Düğün , yas , sünnet ve diğer merasimler aslında o halkın tarih , kültürü .geçmişi ve geleceğidir. Kuşaktan kuşağa , nesilden nesile korunması ve yaşatılması gereken bir emanettir. Belki bugün anneannelerimizin, nenelerimizin gelinliklerinden farklı bir model gelinlik giyiyoruz ama inanın kalbimiz onlannki kadar heyecanla çarpıyor,onlann düşündüklerini düşünüyoruz.

Azerbaycan'da bayramlar.düğünler bir başka güzel oluyor. Şair ruhlu.geniş kalpli zengin manevi mirasa sahip olan bu halk uzun yüzyıllardan beri bu ananelerini korumuş,sevincini dolu dolu yaşamıştır.

Anneleri sevinçten ağlatan,babaları mutluluktan kanatlandıran bir gelenektir dü­ğün. Herkesin arzusu.muradıdır.

Her elin kendi adet ve ananesi var. Azerbaycan düğünleri nasıldır acaba ?.

Düğün (toy) halk hayatı ile bağlı diğer sosyal hadiselerden zenginliği ile seçil­mektedir. Genel bir sevinci ve mutluluğu kendinde birleştiren düğünler halkın tarihi-ni.adet ve ananelerini.etnografik kültürünü yansıtmaktadır.

Genelde tüm dünyada olduğu gibi bizde de düğün eskiden de .şimdi de üç aşa­madan oluşur:

Düğün öncesi, düğün ve düğün sonrası aşamalarıdır. Her aşamanın kendine has özellikleri vardır. Azerbaycan'ın farklı yörelerinde bu aşamalarda bazen farklılıklar da göze çarpmaktadır. Ama gene çizgi aynıdır.

Düğün öncesi "kız görme" "kız beğenme" adeti vardır. Ve bu aşamada kadınlar işe koyulur;kızın ailesini araştırır nasıl biri olarak tanındıklarını araştırılardı İşkillen bilinen bir manide şöyle der:

Men uşık güzel alma ,

Tutuplu güzel alma .

Asıl al çirkin olsun ,

Bedasil gü/.cl alma. Anlaşılan bu mani o araştırmanın ürünüdür.

Elfcek tarafının saygın ve aksakal fertleri elçiliğe yani kız istemeye gelirler. El­çilik bazen nişan merasimi seviyesinde olur ve küçük nişan adanır. Bu sırada büyük nişanın da ne zaman yapılacağı belirlenir. Bazen küçük nişanda yüzükler takılabilir. Ama genelde yüzükler büyük nişanda takılır.

Nişan genelde yemekli, müzikli bir eğlcnccdir.özenle yapılmış honcalar nişan yapılan yere getirilir. Honça ; hediyeler .tatlılardan oluşur. Erkek tarafı geline çeşitli hediyyeicr getirir. Birkaç gün sonra bu honcalara kız tarafı hediyyeler koyup erkek tarafına gönderir.

Diğer taraftan nişanda düğün konusu .zamanı, mekanı konuşulur. Nişanla düğün arasına bayram girerse geline bayramlık gönderilir.Bayramlık çeşitli hediyyeleri içerir.Kıyafet, tatlı, altın (kurban bayramıysa)kurbanlık koyun vs.

Bu sırada her iki taraf düğün hazırlığı yapar. Kız tarafı çeyiz, erkek tarafı düğün hazırlığında.

Azerbaycan'daki adetlere göre kız tarafının yapması gerekenler genelde : mobil­ya , yatak , beyaz eşya , yemek . çay . kahve takımları, mutfak eşyaları, halı. perde­ler . avize ve a'dan z' ye günlük kullanılan eşyalardır.

Erek tarafı ise ; ev , altın takılar .yine a'dan z'ye gelin için giyecek kıyafet, iç çamaşırı, ayakız, halı ve diğer şeyleri alar.

Her iki evde düğün hazırlığı tüm hızıyla devam eder. Her iki taraf düğün alışve­rişine çıkar. Düğünde yapılacak her şey yenilecek yemekler, müzik konuşulur.

Eskiden düğünde ozanlar saz çalar , türkü söylerlerdi. Şimdi de Azerbaycan'ın bazı bölgelerinde aşıklar yani ozanlar türküler söyler. Büyük kentlerde durum biraz farklı. Bu düğünlerde şarkıcılar şarkı söylerler. Belki burada her şey daha moderndir. Ama yine de genel çizgiden , adet ve anenelerimizden dışarı çıkmış değildir.

Düğün hazırlıkları sona erdikten sonra "Paltar Kesti" veya "Kına Gecesi" mera­simi yapılar. Erkek tarafı gelin için alınan elbise , giysi , mücevher vs getiren Bu merasimde gelinin sağ avcuna kına sürüler.

Hayırdua kıza verin

Sürmeni gözlere verin

Kınanı yakın eline

Haber salın obasına eline

Mir ter/i pilli verilen kumaşı onun için biçer.Sonra ba/ı yemekler yenilir. şarkı .öylenir gülüp oynarlar. Bu merasime valin/ kadınlar katılar. Ayrıca gem, kı/lar bu .ınaılan ellerine sinmek için yarışa girerler adeta

Sıra düğüne gel ir. Balı», ede Toylıaııa'vcya "M ağar" (yani düğün ye-i)kurulur. Yoksa yer kiralanır. Azerbaycan'da isler köyde olsun isler büyük kentte lüğünlcr yemeklidir. Düğünün sorumluluğunu önceden belirlenmiş bir kişi üstlenir «Conukları karşılar , yer gösterir, Eskiden damatla gelin ayrı ayrı odalarda oturarmış. )üğüne gelen kadınlar gelinin odasına gidip onu kutlar sonra dışarı çıkıp loyhanaya »irermiş. Erkekler de damadın yanına gidip onu kutlarmış. Şimdi bu adet hemen ıemen kalkmış ve damatla gelin beraber oturup düğünlerini seyrederler.

Düğünün sonunda damatla gelin özel müzik eşliğinde dans ederler. Bu müzik 'Vağzalf adlanır. Gelinin yüzünde kırmızı duvak olur. Damatla gelinin oturduğu nasada mum , aynanın olması şarttır.

Gelinin artık evden ayrılma vakti geldiğinde damadın kardeşi , yoksa yakın bir ;rkck akrabası gelinin beline kemer veya bir şal bağlar. Bu sırada böyle der:

Anam bacım giz gelin

Eli, ayağı düz gelin

Yedi oğul isterem

Birce dene giz gelin

"Belbağlama" merasimi gelinin eşine sadakatini, itibarını ,ona destek olmasını /e ebediyyen bağlanmasını simgeler. Birine bel bağlamak deyimi de buradandır. Bu ;ırada üzerlik yakıp ocağa atarlar. Gelin de ocağın etrafında üç defa dolanar. Bu da Kağın kutsallığını simgeler.

Evden çıkarken gelinin arkasından su atarlar. Gelini sağdışı elinde ayna, soldışı se yanan mum tutar. Alev ve aynanın onu kötü ruhlardan koruduğu inancı hala da ;orunmak tadır.

Gelinin yolunu kesilmesi adeti günümüzde de yaşamaktadır. Yolu kesenlere para 'eya hediye verip yolun açılması şartdır. Yoksa uğursuzluk sayılar.

Gelin damadın evine vardığında, damadın annesi onun başına para ve şeker ser->er. Bu annenin bereketli ve tatlı günler arzuladığını gösterir.

Gelinin odasının kanısında bir tabak koyarlar, gelin onu ayağı ile kirp içeri gir-nelidir.

Düğünden sonra ertesi gün gelin damadın anne babasının huzuruna çıkar. "El ;ördü" "Yüze çıkma" adlanan bu merasimde geline hediyeler verilir. Genellikle takı -akılır. Birkaç gün sonra kız tarafı yeni evlileri davet ederler. Buna "Ayak açtı" derler. Tüm bu merasimler bittikten sonra yeni bir ailenin hayatı, mücadelesi , yaşamı baş­lar. Hayat devam eder.

Iiıı merasimler. bayramlar insanları birbirine daha da yakınlaştıran , samimiyeti arttıran değerlerdir. Komşular . akrabalar , dostlar birbirlerini yalnız bırakmıyor, yardım ediyor, sevinei ve kederi paylaşiyor. İyi günde de kötü günde de insan yalnız yapamaz. Dost eline , arkadaş omu/una her zaman ihtiyacı vardır.

Komşuluk ilişkileri her zaman Azerbaycan 'da sıcak tutulmuşdeğer verilmiştir. Akrabalar gelene kadar imdada komşular yetişer. Bu düşüncemizi doğrulayan yüzler­ce atasözü vardır.

Ev alma komşu al

Akraban kimdir ? Komşum.

İyi komşu akrabadan ileridir. Ve vs

Tabi ki bunu tam tersi de olabilir. Bunu da örneklerine yine de atasözlerimizde rastlıyoruz:

Komşu komşu olsa kör kız evlenir.

Komşu komşuya bakar, canını oda yakar. Ve vs

Azerbaycan'da insanları biraraya getiren , büyük küçük her kesimin büyük se­vinç ve coşku ile kutladığı , küsenlerin barıştığı , tatlıların yenildiği , oyunların oy­nandığı en aziz bayrım Nevruz'dur. Nevruz sın tanımayan çok geniş coğrafyaya yayılan , tabiatın uyanmasını, baharın gelişini simgeleyen bir halk bayramıdır.

Azerbaycan'da Nevruz kutlamalarının deri kökleri vardır. M.ö. 1500 - 1200 yıllarda bu bayram Azerbaycan topraklarında kutlanmışdı.

Ateş üzerinden atlamak , yumurta tokuşturmak , bacadan şal sallamak .semeni yapmak , eski zamanlardan günümüze kadar ulaşan Nevruz gelenekleridir.Halkımız bu gelenekleri korumuş , uygulamış ve yaşatmıştır. Şairlerimiz Nevruz'a şiirler yaz­mış , türküler söylemiş. Bacadan şal sallamak ve yumurta tokuşturmak Nevruz'un en gözde eğlencesidir. Bacadan şal veya torba sallamak günümüzde biraz değişti. Büyük şehinre bunu uygulamak mümkün değil. Ama çocuklar bu işi bacadan değil kapıdan hallediyorlar. Kapıya bir poşet bırakıp saklanırlar. Kapıyı açan poşete bir şeyler ko-yar.Bu ; şeker , tatlı , para , kuruyemiş , çorap . mendil olabilir. Kapı kapandıktan sonra çocuklar saklandığı yerden çıkar ve poşeti alırlar. Heşam ateş yakıp etrafına toplanır, topladıkları hediyeleri paylaşırlar.

20. yüzyılın en büyük şairlerinden Şehriyar şöyle yazmış:

Bayram idi, oyce kuşu okurdu

Nişanlı kız bey çorabın tokurdu

I lerkes şalın bir bacadan sokurdu

Ah ne güzel toydadır şal sallamak

Bey şalına bayramlığın bağlamak

Herkes ateş üzerinden atlar. Tüm uğursuzluk ve kötülüklerin ateşte yanacağı i-nanci vardır Mu sebeplen insanlar niyet eder ateş üzerinden atlarlar. Evlerde mum yakarlar, masa donatırlar , tatlılar yapıp ikram ederler Dostlar . akrabalar. komşular birbirleri ile bayramlaşarlar. Kuşcnlcn . dargın olanlar barışır, nişanlı kızlara bayram­lık hediyeler gönderilir.

Nevruz sofrası çok zengindir ve lezzetlidir. Milli yemeğimiz olan aş (Pilav)) ve Şirniyat ( Tatlı ) sofraların baş tacıdır. Nevruzun vazgeçilmezi Semenidir. Semeni . yeni filizlenen buğdaydır. Yeni hayatı, bereketi ve yaşamı simgeler. Nevruz siyasi ve dini hiçbir anlam taşımıyor. O bir halk bayramıdır. Türkiye de de bu bayrama sahip çıkılmalıdır.

Bu bayram geldiğinde beraberinde tedirginlik ve endişe değil , sevinç ve coşku getirmelidir. Bizim olana sahip çıkalım, koruyalım , yaşatalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder